Gündem

50 Maddede Jül Sezar’ın Hayatına Işık Tutan Bilgiler

Adı artık “mutlak hükümdar” anlamına gelmesine rağmen Jül Sezar (Julius Caesar), hiçbir zaman Roma İmparatoru olmadı. Öncelikle demokratik Roma Cumhuriyeti’nin bir konsülü olan Sezar, ömür boyu “diktatör” ilan edildikten sonra cumhuriyet yönetiminin sonunu getirdi ve imparatorluk yönetiminin yolunu açtı. Muzaffer bir general, popüler siyasi bir lider ve üretken bir yazardı. Tarihi derinden etkilemiş önemli karakterlerden biri olarak görülüyor.

Geçirdiğimiz tarihsel süreçte diktatörlerin pek de hayırlı insanlar olmadıklarını bildiğimizden, günümüzde kelime olarak “buyurgan, zorba” gibi olumsuz bir manası olan “diktatör”; Latincede “emir veren, dikte eden” demek… Yani diktatörlük, otokratik bir hükümet biçiminde, yönetimin diktatör olan tek bir bireyde toplanması. Otokrasi nedir derseniz; o da demokrasinin tam tersi… Yöneticinin tüm siyasi yetkileri tek başına elinde bulundurduğu mutlak monarşinin bir çeşidi fakat yönetimin miras kaldığı monarşinin aksine; yönetim tek bir kişi tarafından zor yoluyla ele geçiriliyor ve o kişi bütün siyasi yetkileri tek başına elinde bulunduruyor.

Roma Cumhuriyeti’nde, siyasi bir makam olarak “Roma diktatörlüğü” mevcut. Olağanüstü askeri zamanlarda, altı aylık bir dönem için diktatör atanır. Anayasal hükümet dağıtılır ve diktatör devletin mutlak başkanı durumuna gelirdi. Diktatörün dönemi sona erdiğindeyse, yeniden anayasal hükümet kurulurdu. “Diktatör” kelimesinin zamanla “zorba” gibi anlamlara gelmesi; yaşanmış pek çok deneyimle sabit hale gelen, bir türlü sona eremeyen diktatör dönemlerine istinaden… Roma Cumhuriyeti’nin sonunu getiren ve imparatorluk sistemine geçişi işaret eden kesin olayın ne olduğu sorusunun cevabı bir yorum meselesi olarak çeşitli tarihçilere göre değişiyor. MÖ. 44’te Jül Sezar’ın daimi diktatör atanması, MÖ. 31’de Aktium Deniz Muharebesi’nde Marcus Antonius’un yenilgisi ya da MÖ. 27’de Octavianus (Augustus)’a Roma Senatosu tarafından olağanüstü güçlerin bağışlanması, cumhuriyeti sonlandıran asıl olaylar olarak gösterilse de bu dönüşümün Sezar ile başladığı aşikar. Söz konusu “anayasa değişikliği”nin ülkemizde niçin bir krize neden olduğu ve bu değişikliğin nasıl da çabucak ve kolayca “rejim değişikliği”ne evrilebileceğinin tarihteki en açık ve önemli kanıtı olması bakımından da, Sezar’ın hayatıyla ilgili derlediğimiz yazıya bir göz atalım.

1. MÖ. 100 yılının Temmuz ayında “Gaius Julius Caesar” adıyla dünyaya geldi.

Caesar adının, “kesilip alınan” anlamında olduğu yani sezaryen ile doğmuş atalarından birinden gelmiş olabileceği tahmin ediliyor. Antik Roma’da sezaryen uygulaması ilk kez ölmüş bir annenin rahminden bebeği çıkarmak için uygulanmış. Sezar’ın annesi Aurelia başarılı bir doğum gerçekleştirmişti ve ölmemişti. Bu durum Sezar’ın sezaryenle doğmadığını gösteriyor. Fakat ilk eşi bir oğlan çocuğu doğururken öldü ve sezaryen yapılsaydı belki de ölmeyecekti.


2. “Sezar” adının pek çok anlamı var.

Sezaryen ile doğmuş bir ata kadar, güzel saçlı, gri gözlü ya da fil avcısı anlamına geliyor olabilir. Sezar’ın favorisi, sonuncu yorum…


3. Sezar’ın ailesi, tanrıların soyundan geldiğini iddia ediyordu.

Mensubu olduğu Julian ailesi, Troy prensi Aeneas’ın soyundan geldiklerine ve onun da annesinin Venüs olduğuna inanıyordu.


4. Aeneas, Roma’nın efsanevi kurucuları Romulus ve Remüs’ün atasıydı.

Aeneas’ın memleketi Troy’dan İtalya’ya seyahati, Virgil’in yazdığı Roma edebiyatının en büyük eserlerinden biri sayılan “Aeneid”de anlatılıyor.


5. Sezar’ın aynı ada sahip babası da çok güçlü bir adamdı.

O, Asya adı verilen ve şimdiki Ege bölgesi ve civarlarını kapsayan eyaletin valiliğini (prokonsül) yaptı. Kız kardeşi ise Roma siyasetinin önemli isimlerinden Gaius Marius ile evliydi.


6. Annesinin ailesi daha da önemliydi.

Sezar’ın annesi Aurelia Cotta’nın babası Lucius Aurelius Cotta, yine tıpkı kendi babası gibi bir konsüldü. Konsül, Antik Roma medeniyetinin, cumhuriyet ile yönetildiği dönemdeki en üst düzey yöneticilerini ifade ederdi. Halk Meclisi tarafından seçilen ve bir yıl boyunca görev yapan iki konsül, Roma’nın tüm devlet işlerini beraber yürütürdü. Ancak, zamanla işlerin artmasıyla iş bölümüne gittiler. Örneğin biri Roma’nın yargılama işlerine bakarken, diğeri ordunun başında savaşı yönetiyordu. Konsülken yaptıkları işlerden sorumlu tutulabilmeleri için iktidar süreleri sonunda sıradan yurttaş haline gelirlerdi.


7. Sezar’ın, adları Julia olan iki kız kardeşi vardı.

Büyük Julia Caesaris, Pinarius ile evlendi. Onların torunu Lucius Pinarius başarılı bir asker ve eyalet valisi oldu. Küçük Julia Caesaris, Marcus Atius Balbus ile evlendi. Üç kız çocuğu doğurdu. Onlardan biri olan Atia Balba Caesonia, İlk Roma İmparatoru (Augustus) olacak olan Octavian’ın annesidir.


8. Sezar’ın halası Julia ile evli olan Gaius Marius, Roma tarihinin önemli isimlerinden biriydi.

Gaius Marius, istilacı denilen Germen kabileleri yenen Romalı bir general ve kariyeri boyunca eşi benzeri görülmemiş biçimde yedi kere konsül seçilmiş bir siyasetçiydi. Topraksız sıradan vatandaşların (proleterlerin) askere alınması ve lejyonların piyade taburları biçiminde yeniden örgütlenmesi gibi çarpıcı yenilikleri içeren “Marian Reformları” ile tarihe geçti. “Romanın üçüncü kurucusu” ünvanını kazanan Gaius Marius’un Sezar’ın rol modeli olduğu söyleniyor.


9. Babası, MÖ. 85’te aniden ölünce Sezar saklanmak zorunda kaldı.

Sezar’ın amcası konumundaki Marius, Lucius Cornelius Sulla ile kanlı bir iktidar mücadelesine girmişti. MÖ. 86’da Marius’un ölmesiyle birlikte Sulla güç kazanmaya ve Marius’un destekçilerine karşı iç savaşa devam etti. MÖ. 85’te Sezar’ın babası bir sabah ayakkabılarını giyerken aniden öldü. Görünürde ölümünü açıklayacak bir sebep yoktu. Sezar ailesinin başına geçti ve Sulla’nın bir başka rakibi ve amcasının arkadaşı Cinna’nın kızı Cornelia ile evlendi. MÖ. 82’de Roma’yı ele geçiren Sulla, kendisini diktatör olarak atadı ve politik düşmanlarının yüzlercesini öldürdü ya da sürgüne gönderdi. Sezar, Marius’un yeğeni ve Cinna’nın damadı olarak başlıca hedeflerden biriydi. Amcasının kalan mirasından, karısının çeyizinden ve son olarak rahiplik görevinden mahrum bırakıldı ancak karısından boşanmayı reddedince saklanmak için kaçmak zorunda kaldı. Öldürülmekten, Sulla destekçileri ve Vesta bakirelerinin de bulunduğu aile üyelerinin arabuluculuğu sayesinde, Sulla’nın geri adım atmasıyla kurtulabildi. Plutarkhos, Sulla’nın “Sezar’da çok sayıda Marius gördüğünü” söylediğini iddia eder. Sulla’dan ve onun intikamından uzak kalmak isteyen Sezar, 18 yaşında orduya katıldı.


10. Sezar askeri kariyerine MÖ. 81’deki Midilli Kuşatması’nda başladı.

Midilli Adası’ndaki şehre yerel korsanların yardım ettiğine dair duyulan şüphe üzerine Romalılar bir orduyla adayı kuşattılar.


11. Kuşatma sırasında gösterdiği üstün başarılarından ötürü “Corona Civica” ile ödüllendirildi.

Meşe yapraklarından yapılan bir taç ve Romalı bir yurttaş tarafından istenebilecek en yüksek ikinci askeri nişan olan “Corona Civica”, yoldaşı olan askerlerin hayatını kurtaran ve çarpışmalarda yararlılık gösteren askerlere veriliyordu. Sulla’nın anayasal reformlarından sonra “Corona Civica” verilmiş olan yurttaşlar doğrudan senatoya girmeye hak kazandılar.


12. Askeri bir görevle gittiği Bithynia ile ilgili hikayeler hayatının geri kalanında Sezar’ın peşini bırakmadı.

MÖ. 80’de Kral IV. Nikomedes’in güvenliğini sağlamak için eşlik ettiği Bithynia’da kralın sarayında gerektiğinden uzun kalınca tüm hayatı boyunca peşini bırakmayacak olan kralla bir ilişki yaşadığı söylentileri ortaya çıktı. Hatta kendisinden hoşlanmayanlar, “Bithynia Kraliçesi” diyerek Sezar’la alay ediyorlardı.


13. Roma’ya döndüğünde sıradan bir hayat yaşamaya başladı.

MÖ. 80’de diktatörlükten istifa eden Sulla, MÖ. 78’de öldü. Kendisi için yeterince güvenli hale geldiğine inandığı Roma’ya geri dönen Sezar, tüm mallarına el konulduğundan, Roma’nın dışında alt sınıfların yaşadığı Subura’da mütevazı bir eve yerleşti.


14. Yolsuzluk yapanları acımasızca cezalandıran insafsız bir avukattı.

Para kazanması gerekiyordu. Olağanüstü hitabetine eşlik eden heyecanlı jestleri, ince sesi, yolsuzluktan yargılanan valilerin davalarındaki insafsızlığı sayesinde tanınan bir avukat haline geldi. Retoriğini mükemmelleştirmek amacıyla Cicero’nun da öğretmeni olan Apollonius Molon’un yanına, Rodos’a gitmeye karar verdi.


15. Ege Denizi’ni geçerken korsanlar tarafından kaçırıldı.

MÖ. 75’te Kilikyalı korsanlar tarafından kaçırılan Sezar, Oniki Ada’lardan biri olan küçük Farmakos Adası’nda tutsak edildi. Esareti boyunca gururlu bir tavır sergileyen Sezar, kendisi için 20 talent fidye istemeye karar veren korsanlara 50 talent istemeleri konusunda ısrar edip, özgür kaldığında onları çarmıha gereceği konusunda söz verdi. Onun şaka yaptığını düşünen korsanlar, fidyenin ödenmesinden sonra Sezar’ı serbest bıraktılar. Bunun üzerine Sezar bir donanma topladı ve korsanları kovalayarak yakaladıktan sonra Bergama’ya hapsetti. Asya eyaleti valisi korsanları idam etmeyi reddedip köle olarak satmayı tercih ettiğini söyleyince valinin emrine uymadı ve söz verdiği gibi onları çarmıha gerdi.


16. Askeri ve politik hayatına geri döndü.

Roma’ya geri döndüğünde, MÖ. 73’de ülkenin kamu yönetimine talip olanların üstlenmek durumunda oldukları bir dizi ardışık kamusal görev olan, askeri ve politik memuriyetlerin bir karışımını içeren Corsus Honorum’un ilk basamağı “tribün” görevine seçildi. Bu görevlerin her birine seçilmek için yaş sınırı vardı. Spartaküs’e karşı yapılan savaş (MÖ. 73-71) bu dönemdedir ancak Sezar’ın bu savaşta herhangi bir rolü olup olmadığı bilinmiyor. Daha sonra sırasıyla MÖ. 69’da “quaestor” seçildi ve aynı yıl teyzesi ve Marius’un dul eşi Julia’nın cenaze töreninde bir konuşma yaptı. Karısı Cornelia da o yıl doğum yaparken ölecekti. Sezar cenazenin ardından “auditor” göreviyle Hispania’ya (İber Yarımadası) denetçi olarak gönderildi. .


17. Bu seyahatinde kendi kahramanını buldu.

Orada bulunduğu sırada Büyük İskender’in heykeliyle karşılaştığı ve İskender’in bilinen dünyanın hakimi olduğu yaşta olduğu halde onunla karşılaştırıldığında çok az şey başardığı gerçeğini fark ederek hayal kırıklığına uğradığı söylenir. Bunun üzerine görevinden erkenden ayrılma talebinde bulunur; kabul edilince de Roma politik yaşamına geri döner.


18. Gladyatörlere bir servet harcadı.

Geri döndüğünde elinden zor kurtulduğu Sulla’nın torunu Pompeia ile evlendi. Sezar popülerliğin satın alınabileceğini biliyordu. MÖ. 65’te, 20 yıl önce ölen babasını onurlandırmak adına bir gladyatör gösterisi düzenledi. Böylelikle şimdiden yüklü bir borcun altına girmişti; fakat Sezar aynı zamanda kalabalıkları memnun etmek için gladyatör kullanan ilk isim oldu.


19. Borç paralarla mevki satın aldı.

Ardından “aedile” seçilen Sezar, yönetimdeki Sulla yanlısı rejimle çelişerek amcası Marius’un zaferleri anısına yapılan anıtları restore ettirdi. Ayrıca aldığı borç paraları kamu işleri ve siyasi oyunlar için harcamaya devam etti. Sulla tarafından atanan “Pontifex Maximus”un ölmesi üzerine Sezar, MÖ. 63’te bu göreve talip oldu. Pontifex Maximus, Antik Roma devletinin baş rahibi olarak bu dinin en önemli pozisyonuydu. Sezar’ın iki rakibi hakkında rüşvetçilik suçlamaları ortaya atılmıştı. Sezar seçim sabahı annesine, geriye ya bir “Pontifex Maximus” ya da bir hiç olarak döneceğini, seçilememesi durumunda kampanyası için aldığı muazzam borç yüzünden sürgüne gönderilebileceğini söylemişti. Sonuçta Sezar, rakiplerinin tüm tecrübe ve mevkilerine rağmen, oylarının bölünmüş olması nedeniyle rahatça kazandı.


20. Festivalde çıkan rezalet yüzünden eşini boşadı.

MÖ. 62’de “praetor” olarak görev yaptı. Aynı yıl Bona Dea (“iyi tanrıçalar”) festivali Sezar’ın himayesinde ve onun evinde yapıldı. Erkeklerin festivale katılmasına izin verilmediği halde genç bir patrici olan Publius Clodius Pulcher, kadın kılığında içeri girmeyi başarmış, Sezar’ın karısı Pompeia’yı açıkça ayartmaya çalışmış, yakayı ele verince de dinsel saygısızlıktan mahkum edilmişti. Sezar, Roma’nın en güçlü patrici ailelerinden birini gücendirmemek adına Clodius’un duruşmasında ona karşı tanıklık etmemişse de bu olayda uğradığı itibarsızlığın faturasını eşine kesti ve “karım hakkında hiçbir şüphe olmamalı” diyerek Pompeia’dan boşandı.

Kaynak: listelist


👉 Öğrenci Gündemi’ ni İnstagram’dan Takip Etmek İçin Tıklayınız

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu