Sinema

Gerçek Hayattan Uyarlanan En İyi 10 Film 2024

Gerçek Hayattan Uyarlanan En İyi 10 Film 2024. Geçmiş yaşantıda üzeri tozlarla kaplanmış ya da herkes tarafından neredeyse ezbere bilinen olaylar bugüne kadar sinema dünyasının en sevdiği konulardan olmuştur. Biyografiler, savaşlar, yeni icatlar ya da saatler süren kurtarma operasyonları hele bir de filmin başındaki o siyah arka planda karşımıza çıkan ” Bu Film Gerçek Olaylardan Esinlenmiştir” yazısı yok mu insanı meraktan koltuğuna çivileyen hayal mi, gerçek mi? sorusunu kendimize sorduğumuz bir kaç saniyelik büyülü an. O halde vakit kaybetmeden sinemanın büyüsün’de kaybolma ne dersiniz? İşte karşınızda Gerçek Hayattan Uyarlanan IMDb Puanına Göre En İyi 10 Film…

1- The İmitation Game – Enigma

İlk sırada Büyük Britanya’nın karizması Benedict Cumberbatch’in show yaptığı bir film var The İmitation Game. İkinci dünya savaşı Nazi Almanya’sının hamiyetin’de birden çok cephede çok çetin şekilde devam etmektedir. İngiliz haberleşme ekibi tüm yoğun çabalarına ve yüzlerce kişiyi çalıştırmasına rağmen Almanların kullandığı enigma şifreleme sistemini çözmeyi başarmıştır. Çözüm olarak İngiliz hükümeti Deniz Kuvvetleri çatısı altında ülkenin en iyi şifre çözen beyinlerini ve kriptoloji uzmanlarını toplar. Bu isimlerden biride sıra dışı çalışmaları ile tanılan ve kendi yöntemlerinden ödün vermeyen Alan Turing dir. Turing’in ekibe katılması dengeleri alt üst edecek o güne kadar hiç denememiş büyük bir girişimin kapını aralar. IMDb ‘de 8 puan almış bir filme kim nasıl ” Hayır” diyebilir ki…


2- Schindler’in Listesi

1993 Schindler’in Listesi Alman bir iş insanının ikinci dünya savaşı sırasında Polonya’da kurduğu fabrika’da Yahudi işçileri çalıştırması ve bu sayede 1100 Yahudi’nin hayatını kurtarmasını konu almaktadır. Yönetmen koltuğunda o dönem ki Hollywood’un yapı taşlarından Steven Spıelberg oturken usta oyuncu Liam Neeson resmen kendine hayran bıraktırıyor. Oscar Ödül töreninde kucağında 7 oscarla bitiren bu filmi mutlaka izlemelisiniz.


3-  The Piyanist

-Ben Polanyalıyım

+Peki o Alman paltosu niye üstünde

– “Çünkü çok üşüyorum” bu diyalog size bir yerden tanıdık geldiyse üçüncü sırada Piyanisti izlemiş olabilirsiniz.

Polanya’lı  ünlü Piyanist Wladyslaw Szpilman‘ın anılarını anlatığı aynı isimli kitaptan sinemaya uyarlanan film Nazi işgali altındaki Polonya’da yaşamanın imkansız olduğu bir dönemde bir şekilde esir kampına gitmekten kurtulan ünlü piyanistin Varşova’nın kenar mahallelerindeki hayatta kalma mücadelesini anlatır. Film eleştirmenleri tarafından 21. yüzyılın en iyi filmlerinden biri olduğu belirtilen Piyanisti burnunuzun direği sızlayarak izleyeceksiniz.


4- Cınderella Man 2005

Sırada Russell Crowe‘un kariyerindeki belkide en iyi filmi olan Cınderella Man var. Ekonomik buğranın hüküm sürdüğü 1930’un Amerika’sında hayatını limanlarda işçilik yaparak idam ettiren eski boksör Jim’in ailesine bakma gibi büyük bir sorumluluğu vardır fakat rastlantı eseri eski boks şampiyonu Max ile dövüşmesi işleri tamamen değiştirecektir. İrlanda asıllı boksör James J. Braddock’un hayat hikayesinden uyarlanan Cınderella Man‘ı izlerken yumruklarınızı ısırmak zorunda kalabilirsiniz.


5- Captain Phillips

2009 yılının Nisan ayında yola çıkan Maersk Alabama isimli Amerikan bir kargo gemisi Somali’nin doğu kıyılarında korsanlar tarafından saldırıya uğrar. Geminin dümeninde deneyimli kaptan Richard Phillips tayfasını kurtarabilmek için kendini rehine olarak feda eder. Korsan grubu ile kan dondurucu psikolojik savaşın içerisine yer aldığı bu süreç kendisini kurtarmaya çalışan tayfasının’da eş zamanlı çabasıyla oldukça yüksek tansiyonlu anlara ev sahipliği yapacaktır. Richard Phillips’in anılarından uyarlanan filmde kaptanı gönlümüze ” Yeşil Yol” ile hafızalara kazınan yapıtların baş rolünde olan Tom Hanks canladırıyor. İzlemeyen kalmasın…


6- 127 Saat

Yaşanmış ve oldukça acı bir olaya dayanan 127 saat oscar’lı yönetmen Danny Boyle en iyi çalışmalarından. Genç dağcı Aron Ralston kimseye haber vermeden çıktığı yolculuğunda Moab, Utah yakınlarında büyük bir kaya parçasının arasına sıkışır. 5 gün boyunca hayatta kalmak için elinden geleni yapan Aron’u orada kurtaracak kimse yoktur. O artık koskoca vadide kamerası ile birlikte bir taşa sıkışmış yapa yalnız bir adamdır.


7- Özgürlüğe Doğru (Into the Wild)

Ünlü gezgin Chris McCandless‘in hayatının uyarlandığı bir yolculuk filmi var Özgürlüğe Doğru. Emory Üniversitesi’nden dereceyle mezun olan Christopher aynı zamanda başarılı bir atlettir. Mezun olduktan sonra verilen davette ailesine istediği hayatın bu olmadığını bir şeyler yanlış ve eksik olduğunu söyler. Christopher tüm mal varlığını bir hayır kurumuna bağışlar ve sahip olduğu her şeyi bırakarak bambaşka bir hayata doğru uzun bir yolculuğa çıkar. Yönetmen koltuğunda usta oyuncu Sean Penn‘in oturduğu bu filmi izlerken yaşadığınız hayatı bir kez daha sorgulayacaksınız.


8- Zafere Hücum

1976 yılında gerçekleşen Alman Grand Piks yarışmasın’da Niki Lauda‘nın kulladığı Ferrari ikici yarının sonunda yaşadığı kaza nedeni ile yarış dışı kalır ve birincilik ezeli rakibi James Hunt’ın olur. Bu kaza sonrasında Lauda yaralarının geçmesi için altı hafta bekler. 6 hafta sonrasın Lauda olan hırsı ve öfkesi ile pistlere geri döner.bu defa hedef Dünya şampiyonluğudur. Avustralyalı F1 yarışçısı Niki Lauda ve İngiliz rakibi James Hunt arasındaki dillere destan rekabeti konu alan bu filme Formula 1 tutkunları bayılacak.


9- The Aviator ( Göklerin Hakimi )

Film henüz hiç bir şey yokken Dünyanın en zenginlerinden olan Howard Hughes‘ın hayatından uyarlanmıştır. Ergenlikten yeni çıkmış olan Howard Hughes babasının matkap ucu fabrikasından kalan servetini 1. Dünya savaşın daki Savaş Uçaklarını konu alan bir Film çekmek için kullanmak gibi çılgın bir karar alan Howart benzeri olmayan bir film yapmak için yola çıkar ve bu yol ona büyük şöhreti beraberinde getirir. Hollywood’un tapusunu elide tutan Martin Scorsese’nin belkide en iyi uyarlamalarından olan The Aviator izlerken Leonardo DiCaprio‘nun muhteşem performansı ile filmin nasıl bittiğini anlayamayacaksınız.


10- Hotel Ruanda

Sınırları olmayan yönetmen Terry George‘nın kanlı Ruanda Soykırımı konu alan Ruanda Hotel.

Paul Rusesabagina Ruanda Hotelinin müdürüdür ve Tutsi bir kadınla evlidir. Ruanda Soykırımı başladığında öncelikle kendi Ailesini kurtarmaya çalışa’da durumun farkına varınca Ailesinin yanı sıra kurtarabildiği bütün Tutsileri kendi otelin’de saklar otel neredeyse mülteci kampına dönerken daha önceleri kurduğu kuvvetli ilişkilerini kullanacak oteldeki insanları korumaya devam eder. Filmin senaryosu  Ruanda’da 1994 yılında Huti ve Tutsi etnik grupları arasında çıkan ve yaklaşık 800 bin Tutsi’nin yaşamını yitirdiği katliam’dan uyarlanmıştır.

Aklınızda Olsun: Filmler izleme seyrine daha kaliteli hale getirmeyi hedefler bu nedenle filmden çıktığınızda bilgiler ne kadarda doğruydu değil. Bu oyuncular müthiş işler çıkarmışlar dersiniz.

Kısacası Sinema İyi ki var…


👉 Öğrenci Gündemi’ni Instagram’dan Takip Etmek İçin Tıklayınız

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu