Fakr Nedir? Tasavvufta Fakr Ne Demek?
Fakr Nedir? Tasavvufta Fakr Ne Demek?. Son günlerde çok fazla merak edilen ve Kur’ân-ı Kerîm’de bir ayette geçen Fakr, bir tasavvuf terimidir ve sözlük anlamı maddi manevi olarak muhtaçlık anlamına gelirken, Tasavvuf terimi olarak daha kapsamlı bir anlama sahiptir. Kısaca Fakr Allah’a Muhtaç olma anlamına gelmektedir.
Fakr Nedir?
Fakr, bir tasavvuf terimidir. İnsanların zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak imkânlardan yoksun olması veya kendisini her zaman Allah’a muhtaç bilmesi anlamına gelmektedir.
Fakr kelimesi, insanın zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak imkânlardan yoksun olması veya kendisini her zaman Allah’a muhtaç bilmesi anlamında kullanılan bir tasavvuf terimidir. Fakr, Allah’ın kuluna emanet ettiği bir sırdır. Fakr, kendinde bir varlık görmemek, her şeyi Hakk’a irca etmek, insanın şahsının, amelinin, halinin Cenab-i Hakk’ın bir lütfu olduğunu kabul etmesidir… Kişinin kendisini her zaman Allah’a muhtaç bilmesi anlamında kullanılan tasavvuf terimi fakr, Kur’ân-i Kerîm’de bir âyette (el-Bakara 2/268), fakîr ve bunun çoğulu olan fukarâ da on iki âyette geçer (örn; Âl-i İmran 3/181; en-Nisâ 4/6; et-Tevbe 9/60). Fakîr ile yakın anlamda kullanılan miskin ve çoğulu mesâkîn ile bâis ve mahrum gibi kelimeler de çeşitli âyetlerde geçmektedir. Hadis mecmualarında da Hz. Peygamber’in fakirliğe ve fakirlere dair birçok açıklamasına yer verilmiştir.
Fakr terimi sözlükte maddi ve manevi bakımdan muhtaçlık, fakirlik, yoksulluk gibi anlamlara gelip, çoğulu “fukur”dur. Itılah’ta ise fakr, kişinin mevhum olan varlığından kurtulması ve fenafillaha mazhar olmaktır. Fakir, dünya malından yüz çevirerek varoluşunun sırrını soruşturan kişidir. Fakr, kendinde bir varlık görmemek, her şeyi Hakk’a irca etmek, insanın şahsının, amelinin, halinin Cenab-i Hakk’ın bir lutfu olduğunu kabul etmesi, dünya malına (masivaya) bağlanmaması, her şeyin tasarrufunun Allah’ın kudret elinde olduğunu yaşamasıdır. Fakr, klasik tasavvuf kaynaklarında “zühd” gibi zaman zaman tasavvuf kelimesiyle eşanlamlı, bazen de onun yerine kullanılan bir kavramdır. Kur’an ve hadislerde geçen “Fakr” kavramının iki ayrı anlamda kullanıldığı görülür. Bunlardan biri “suret fakirliği” de denilen “maddî fakirlik”, diğeri ise “manevî fakirlik”tir.
Tasavvufta Fakr Ne Demek?
Tasavvufta fakr, varlığı kendisine değil yüce yaratıcıya bağlı olan insan anlamına gelir. Kendi yetersizliğinin farkında olup Allah’a niyaz eden dervişler için de aynı kelime kullanılır.
Fakr Allah’ın kuluna emanet ettiği bir sırdır; kul dilencilik yaparak bu ilâhî sırrı ifşa etmemelidir. Fakir almaktan çok vermeyi sevmeli, İbrâhim b. Edhem gibi el emeği ve alın teriyle geçinmeli, kazandığı malı da elinde tutmamalıdır. Gerçek fakir halinden şikâyet etmez, yoksulluğa razı olur, hatta ondan hoşlanır, fakir olduğu için Allah’a şükreder, böylece huyu ve davranışları güzelleşir.
Kimseden bir şey istemez, bir beklentisi olmaz. Fakir olduğu için yakınmaz, sızlanmaz, hatta zenginmiş gibi görünmeye çalışır. Zengin nasıl zenginliği nimet bilir ve onu korursa gerçek fakir de fakrı ilâhî bir lütuf olarak görür ve onu korur. Nitekim bundan dolayı fakr, “fakr halinin sona ermesinden korkmaktır” diye tarif edilmiştir. FAKRIN İKİ YOLU Sûfiler genellikle fakrı ikiye ayırırlar. Maddî varlığa sahip olmamak anlamındaki fakra şeklî (zāhirî) fakr derler. Fakir bir şeye sahip olmadığı gibi sahip olmayı da istemez. Rüyasında Muhammed b. Vâsî’nin Mâlik b. Dînâr’dan biraz daha önce cennete girdiğini gören bir sûfî bunun sebebini birincisinin bir, ikincisinin iki gömleği oluşuyla açıklamıştır. Bu anlamda fakire “ehl-i tecrîd” ve “ehl-i terk” de denir.
👉Öğrenci Gündemi’ ni İnstagram’dan Takip Etmek İçin Tıklayınız