İngilizce’de En Çok Kullanılan Deyimler ve Anlamları

İngilizce’de En Çok Kullanılan Deyimler ve Anlamları. Dil insanlar arasında anlaşmayı sağlayan kullanıldığı topluma göre belirli kurallara sahip toplumsal bir araçtır. Dillere zenginlik katan en önemli maddelerden biride deyimlerdir. Çünkü deyimler toplumun kalıplaşmış sözcük topluluğudur. İngilizcede, Türkçeye benzer şekilde deyimler konusunda oldukça zengindir. Bir çok kişinin öğrendiği yada öğrenmeye çalıştığı İngilizce en çok kullanılan deyimler ve anlamlarını gelin birlikte öğrenelim…

İngilizce’de En Çok Kullanılan Deyimler ve Anlamları

Deyimler günlük İngilizce konuşmada sıkça kullanılır ve anlamları genellikle belirli bir durumu veya duyguyu ifade etmek için kullanılır.

For My Sake: Hatırım için
A piece of cake: Çocuk oyuncağı
i’m sick and tired!: Bıktım
You are nuts!: Sen kafayı yemişsin
It’s none of your business!: Sana ne!
Keep your chin: Başını dik tut
Get over it: Aş bunları / Geç bunları
Look to your manners: Hareketlerine dikkat et
I’II keep an eye on you: Gözüm üstünde
Cheer up a little: Neşelen biraz
Head over heels in love: Sırılsıklam aşık
Pick up your ears: Kulaklarını dört aç / iyi dinle
Drink like a fish: Sünger gibi içmek
Long time no see: Uzun zamandır görüşemiyoruz
Don’t Push My Buttons: Damarıma basma, sinirlendirme
Feel Blue: Üzgün hissetmek
Waste of time: Zamanını boşa harcamak / zaman kaybı
Costs an arm and a leg: Ateş pahası
When, pigs fly: İmkansız, gerçekleşmeyecek bir olay
Shit: Tüh, kahretsin
“Break the ice” – İlk teması kurmak, gerginliği azaltmak.
“Hit the nail on the head” – Tam isabet, doğruyu bulmak.
“Bite the bullet” – Zor bir durumu cesaretle kabul etmek.
“Cost an arm and a leg” – Çok pahalı olmak.
“Piece of cake” – Çok kolay, zor olmayan bir şey.
“Let the cat out of the bag” – Sırrı ifşa etmek.
“Spill the beans” – Gizli bilgiyi açıklamak.
“Under the weather” – Hasta, keyifsiz.
“Burning the midnight oil” – Gece geç saatlere kadar çalışmak.
“A blessing in disguise” – İlk bakışta kötü gibi görünen bir şeyin aslında iyi bir şey olması.