Sened-i İttifak’ın Önemi Nedir? Sened-i İttifak Kimler Arasında İmzalandı?
Sened-i İttifak’ın Önemi Nedir?. Osmanlı Devletinin hüküm sürdüğü 624 yıl boyunca Padişahların otoritesini sınırlandıran ve demokratikleşmenin ilk adımı olarak karşımıza Sened-i İttifak çıkmaktadır. Padişahın haklarını sınırlandıran kişilerin hak ve özgürlüklerini tanıyan anayasal hareketin başlangıcı olarak kabul edilen İttifak Kimler Arasında İmzalandı, Sened-i İttifak Sonuçları Nelerdir? İşte Sened-i İttifak hakkında tüm bilinmesi gerekenler.
Sened-i İttifak Nedir?
Senedi ittifak 29 Eylül 1808 yılında Osmanlı padişahı 2. Mahmut’un Anadolu ve Rumeli ayanları ile İstanbul’da imzaladığı, anayasal bazı nitelikleri barından belgedir. Senedi ittifak Rusçuk Âyânı Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa önderliğinde hazırlanmıştır. Senedi ittifak Türk tarihindeki ilk anayasal belge olarak kabul edilir.
Osmanlı Devleti’nde 16. yüzyıldan sonra, merkezi otorite ve kontrol zayıflamış bunun sonucu olarak da eyaletlerdeki yerel yöneticiler lehine dengeler değişmeye başlamıştır. Bulundukları eyaletlerde güçlenen âyânlar bir müddet sonra Osmanlı Devleti’ni tehdit edecek güce sahip olmuşlardır.
Bu durum İmparatorluğun karşısındaki asıl güçlü sınıfın yeniçeriler değil, âyân ve o bölgedeki eşraf olduğununun anlaşılmasına neden olmuştur. Sadrazam Mustafa Paşa, padişahla âyânlar arasında bir ittifak kurarak, Osmanlı hükümdarının egemenliği altında yeni bir düzen kurulmasını tasarlamıştır.
Osmanlı Devleti ile âyânlar arasında imza altına alınan senedi ittifak işte bu düşüncenin ürünüdür.
Âyan Ne Demek?
Osmanlı İmparatorluğu’nda 16. yüzyıldan itibaren, merkezi otorite ve kontrol zayıfladı. Osmanlı Devletine bağlı bulunan eyaletlerdeki yerel yöneticiler gittikçe önem kazanmaya başladılar. Osmanlı Devleti halkı ve o bölgedeki vergi kaynaklarını korumak kaygısı ile o eyaletlerdeki yerel yöneticilere düzenin ve asayişin korunması, vergi ve savaş dönemlerinde asker toplanması işlerinde yerel yöneticilere geniş yetkiler sağlamışlardır.
Dirlik sisteminin bozulmasından sonra, özellikle 18. yüzyıldan sonra yerel yöneticiler sahip oldukları yerel yönetimi tamamen ele geçirmiş oldular. Bulundukları eyaletlerde yönetimi elinde bulunduran yerel yöneticilere âyân adı verilmiştir.
Âyanlar bulundukları eyaletlerde, Osmanlı Devleti’ne savaş dönemlerinde asker temin etmek ve o bölgenin vergilerini düzenli olarak toplayarak başkente yollamakla görevli olan kişilerdir. Bulundukları eyaletlerde sözü dinlenen ve toplumun ileri gelenleri olarak görülmektedirler.
Senedi İttifak’ın Amacı Nedir?
1808 tarihinde kabul edilen Senedi İttifak, son dönemlerde devlet üyeleri ve eyaletlerde bulunan âyânlar arasında devlete karşı başkaldırma eğilimleri görüldüğü için din ve devletin tekrar eski gücüne kavuşturulması amacıyla birleştirilmesi gereğinin anlaşılmış olmasıyla Senedi İttifak işine girişildiği belirtilmiştir.
Senedi ittifak ile amaçlanan, Osmanlı Devleti’nin tekrar eski gücüne kavuşması eyaletlerde bozulmuş olan düzenin eski haline dönmesi kavuşmasıdır.
Senedi İttifak’ın Önemi Nedir?
Senedi ittifak belgesinin meşruluğunu belirten yukarıdaki kısımda padişahın imzası bulunmamaktadır. Senede bakılınca yeni padişah bu işin dışında ya da üstünde tutulmuş gözükmektedir. Senedin altına atılan imzalara bakılınca kendisinden çok fazla beklenti içinde olunan sözleşme aslında yeterli etkiyi sağlayamamıştır.
İttifak Senedinin en önemli hususları şunlardır;
- Padişahlık makamının en üstün egemenlik makamı olduğu kabul edilmiştir.
- Yasama ile uygulama organları arasında bir ayırım yapılabilmiştir.
- Sadrazam ya da padişah adaletsiz işlere giriştikleri zaman onlara karşı isyan hakkı tanımıştır.
Sadrazam Alemdar Paşa’nın toplamış olduğu kurultaya çağırılan âyânların bir çoğu gelmemiştir. Toplantıya gelenlerin bir kısmı da tartışmaların aldığı seyri görünce silahlı güçlerini alarak geri dönmüşlerdir. Bu yüzden Senedi İttifak’ın altındaki imzalara balılınca vezirlik, din alimleri, yeniçeriler, merkezi bürokrasi ve diğer devlet yetkililerinin 21 imzasına karşılık, sadece 4 âyânın imzası bulunmasıda önemlidir. Senedi İttifak’a imza atan âyânlar şunlardır;
- Karaosmanoğlu
- Çirmen Mutasarrıfı
- Cebbar Zade
- Serezli İsmail
Sözleşmede padişah da gözükmemektedir. Sarayın ileri gelenleri o dönemde bunun geleneksel padişah yetkilerine aykırı bir durum olduğunu anlatmışlardır. Bir anayasa belgesi olarak eksik yanları olmasına karşın, Senedi İttifak’ın önemli bir belge olarak görmemizin bir diğer sebebi, içinde yatan çelişkilerdir. Bu belge yeni bir devlet düzeni kurulması sorununda hangi sorunların olduğunu yansıtır.
Senet ile istenen amaç, Osmanlı egemenliğini karşılıklı uzlaşmaya dayamaktı. Burada garanti verenler âyânlar oluyordu. Padişah iradesini, kendine bağımlı güçlerin dışındaki kişilerle paylaşmak, hatta ona bağlamak, rejimin ilkelerine aykırıydı.
Senedi İttifak Maddeleri
Senedi İttifak’ın giriş kısmında devletin güçlü olduğu zamanlarda birlik ve beraberliğin sağlanmış olduğu, bir süreden beri devlet düzeninin bozulduğu, merkezi devlet ile eyaletlerde bulunan âyanlar arasında çatışmalar olduğu, bu çatışmaların içte ve dışta devletin gücünü azalttığı belirtilerek devletin tekrar güçlenmesi amacıyla bir araya gelindiğine dikkat çekilir. Senedin maddeleri şu şekildedir;
- Padişahın kendisinin ve egemenliğinin dokunulmaz olduğu hepimizin sorumluluğu altındadır. Vezirler, bürokrasi, din bilginleri, askerler ve âyânlarca padişaha karşı bir ihanet ve karşı gelme eylemi işlenirse, bu ihanete ve isyana kalkışanı hep birlikte engellemeye çalışacağız; bu karara katılmayanlar olursa onu karara katılmaya zorlayacağız. Hayatta olduğumuz sürece biz, eğer bizler hayatta olmazsak evladımız ve âyânlarımız saltanatı koruma ve bozulmasını önleme sorumluluğunu kabul ediyoruz.
- Osmanlı Devleti’nin yaşaması ve güçlenmesi kişi ve âyânlar olarak bizlere bağlı olduğuna göre, hepimiz arasında tartışma ile verilecek kararlara Osmanlı Devleti’nde askere alınacak kişilerin belli bir düzene göre askere alınmasına çalışacağız. Asker toplanmasına oy birliği ile karar verildiği için, bunun ileriki zamanlarda bozmak isteyenler olursa ya da askeri ocaklar buna karşı gelirse hepimiz buna karşı geleni cezalandıracağız.
- Hazine ve devlet gelirlerinin korunmasını kabul ederiz. Gelirlerin toplanmasına, korunmasına, padişah emirlerinin uygulanmasına kim karşı gelirse hepimiz buna kalkışanı düşman kabul ederek cezalandıracağız.
- Osmanlı Devleti’nde geleneksel kanunlara göre padişahın emirleri ve yasaları, sadrazam tarafından iletildiğinden bundan sonra herkes sadrazamlık makamının üstünlüğünü kabul ederek tanıyacaktır. Bu makamın üstünlüğü kabul edildiği gibi, emir ve yasaklar sadrazamlık makamından gelecektir. Bu emir ve yasaklar padişaha ait olduğu için, kimse bunlara karşı bir eylemde bulunmayacaktır. Ancak Sadrazamlık makamından kanuna aykırı rüşvet, yolsuzluk, devlet işlerine aykırı işlemler yapılacak olursa hepimiz bunlara karşı gelecek ve önlenmesine çalışacağız.
- Padişahın egemenliğine, kişiliğine ve devlet düzeninin korunmasına kefil oluyorsak, ülkedeki ayanların önderleriyle devlet, devlet yetkililerinin de birbirleriyle karşılıklı güven içinde olmaları en büyük esastır. Sözleşmeye katılmış olan âyân, bürokrasi ve bakanlar birbirlerinin güvenliğini garanti eder. Sözleşmeye taraf olan âyânlardan bir tanesi aykırı hareket etmedikçe, merkezi otorite veya eyaletlerdeki devlet görevlilerinden hatta âyânlardan birinin saldırısına uğrarsa hepimiz bunu yapanı cezalandıracağız.
- İstanbul’da yeniçeri ocağında bir ayaklanma olursa, bütün âyânlar izin almadan gelerek ocağın kaldırılmasına ve isyanın önlenmesine yardımcı olacaktır.
- Osmanlı devletinde fakir halkın korunması ve güvenliğinin sağlanması gerekli olduğundan, âyânlar ve ileri gelenleri kendi eyaletlerindeki yerlerin güvenliğini sağlamak, fakirlerden ve halktan toplanan vergilerde aşırılığa gitmemek gerektiği ve halka zulüm yapılmaması belirtilmiştir. Âyânlar birbirlerini denetleyerek padişahın emirlerine aykırı hareket edenler devlete bildirilecektir.
Sonuç bölümünde bu yedi madde üzerinde anlaşılıp bu maddelere aykırı hareket edilmeyeceğine Tanrı ve peygamber üzerine yemin edilerek saklanmak üzere bu senet Ekim 1808’de yazılmıştır.
Sened-i İttifak Kimler Arasında İmzalandı?
Senedi İttifak padişah 2. Mahmut’la âyânlar arasında imzalanan ve Osmanlı Devleti’nde padişahların mutlak otoritesini ilk kez sınırlayan sözleşmedir. İmzalandığı tarih 7 Ekim 1808’dir. Rusçuk Ayanı Alemdar Mustafa Paşa önderliğinde hazırlanmıştır.
Padişahın iktidarını sınırlandırmayı amaçlayan bir girişim olarak Sened-i İttifak, Türk tarihinde ilk anayasal belgedir.
Sened-i İttifak Sonuçları Nelerdir?
Senedi İttifak, geleneksel bir feodal hukuku yazılı hale getirme girişimi olmaktan daha çok feodal haklar tanımayan bir Osmanlı geleneğinde padişah adına sadrazam, şeyhülislam, yeniçeri ağası ile feodalleşmeye yönelmiş olan âyânlar arasında bir anlaşma yaparak bu anlaşmanın koşullarına uymada ve uygulamada karşılıklı yetkiler tanıma girişimidir. Bunun Osmanlı geleneklerine aykırı üç yanı vardır.
- Padişahlık makamının o dönemde kul olarak saydığı yeniçeriliğin padişahın isteği ya da izni olmadan âyânlar tarafından kaldırılması yetkisinin tanınmasıdır. Senedi İttifak için toplanan kurultayda yeniçeriliğin kaldırılması düşünülmüşse de II. Mahmut buna karşı gelmiştir. Padişahın o dönem başka askeri olmadığı için yeniçeri ocağı kaldırılacak olsaydı, Alemdar Mustafa Paşa’nın ordusunun etkisine girilecekti. Bunu çok iyi bilen yeniçeriler, padişahın da desteğini alarak senedin imzalanmasından bir kaç hafta sonra bir ayaklanma çıkartarak Alemdar Paşa’yı öldürmüşlerdir. Alemdar Paşa zamanında Nizam-ı Cedid ordusu, Sekban-ı Cedid olarak hayata geçirilmiştir.
- Aykırı olan ikinci durum ise, düzenli bir hukuk devleti için en önemli iki görev olan halkın güvenliğinin sağlanması, halktan kanun dışı vergiler alınmaması, vergilerin eşitlik kurallarına göre belirlenmesi ve vergilerin devlet adamlarının elinde toplanmadan doğrudan hazineye aktarılması görevleri âyânlara bırakılmıştır. Kısacası Osmanlı yönetiminde, âyânlara denetleme hakkı tanınmıştır.
- Âyânlara tanınan bu yetkileri padişah ve hükümetin garanti etmesi ve bu haklara aykırı davranışlarda bulunanlara âyânların müdahale etmesine izin verilmesi hakkının tanınması.
Senedi İttifak’ta bir tanesi kısa bir süre sonra uygulanan, diğeri 1876 Kanun-ı Esasi’ye kadar uygulanma şansı olmayacak iki önemli husus daha vardır. Bu hususlar şunlardır;
Yeniçeri ocağının kaldırılması ile, ya da hemen kaldırılamasa bile ileriki bir zamanda yeni yöntemlere göre askeri düzenlemeye gidilmesidir.
Uygulanmasına sonradan gerçekleşen bir fikirde, senette kapalı olarak bildirildiği halde açıklanmayan ve uygulanmayan bir fikirdir. Rejimin işleyebilmesi, denetlemelerinin yapılabilmesi, düzgün ve gerekli kararaların alınabilmesi, çatışmalara ve ayrılıklara yol açmadan çalışılabilmesi için düzenli bir tartışma organının kurumsallaştırılmasına bağlıydı. Bu devlet işlerinin denetlenme ve yürütülmesini meclis diyeceğimiz bir kurula vermeyi gerektirirdi.
Bu özellikleri ile, geleneğe aykırı ilkeleri ve yeniye doğru olan fikirlerinin açıklığa kavuşmaması nedeniyle Senedi İttifak hukuksal açıdan zayıf kalmıştır. Senette ne eski kanunlar, ne de yeni modern bir anayasal dil vardır. Ne tür sonuçlar getireceği ve yenilikler doğuracağı onu ele alanlara bağlı olduğundan, âyânların onaylamadığı gibi padişah tarafından da kabul görmemiştir.
Çok geçmeden senette imzası olmayan gerçek derebeylerin isyanları ve bağımsızlık mücadeleleri başladı.
Arnavutluk’ta Tepedenli Ali Paşa
Suriye’de Genç Yusuf Paşa
Mısır’da Mehmet Ali Paşa
Baban taraflarında Abdurrahman Paşa
Osmanlı egemenliğine aykırı olarak hareket ettiler. Padişah II. Mahmut’ta bu âyânlara karşı yeniçerilerin yanında alınca, bu koşullardan dolayı Senedi İttifak ölü doğmuş bir belge olarak kaldı.
İlginizi Çekebilir 👇
👉 Wilson İlkeleri Osmanlıyı İlgilendiren Maddeleri ve Önemi
👉 Birinci Meşrutiyet Dönemi (1876) İlanı ve Özellikleri
👉 Öğrenci Gündemi’ni Instagram’dan Takip Etmek İçin Tıklayınız