Din

Vakıa Suresi Ne İçin Okunur? Vakıa Suresi Fazileti ve Sırları Nelerdir?

Vakıa Suresi Ne İçin Okunur? Vakıa Suresi Fazileti ve Sırları Nelerdir?. Vakıa suresi; Dünyevi sıkıntılardan kurtulmak, rızkını bollaştırmak ve işlerinin iyi gitmesini isteyenlerin okuması gereken tesirli bir suredir. Vakıa suresini düzenli şekilde okuyan bir kişi fakirlikten kurtulur ve zenginliğe kavuşur. Hayatı boyunca sorun ve sıkıntı içine düşmez.

Vakıa Suresi Ne İçin Okunur?

Vakıa suresini düzenlik ve aksatmadan okuyan kişiler fakirlikten kurtulur ve zenginlik ayaklarına kadar gelir,  yaşamları boyunca sorun ve sıkıntı içine düşmezler. Bu surenin her sabah ve her akşam okunması gerekir. Bu şekilde okumaya devam eden kişiler yaşamları boyunca susuzluk ve açlık nedir bilmezler.

Vakıa suresinin 40 gün boyunca 40 kez okunması fakirliği def etmek için birebirdir.

40 gün boyunca aksatmadan 40 kez okuyan kişilere Allah’u Teâla helal rızık nasip eder.

Vakıa suresi ikindi namazının hemen arkasından ara verilmeden 14 kez okunursa bolluk ve bereket yağmur gibi hanesine yağar.
Bu sureyi okuyan kişilerin işlerini Allah’u Teâla kolaylaştırır.

Resulullah Vakıa suresinin akşam namazlarından sonra okunmasını tavsiye etmiştir. Fakirlikten kurtulmak isteyenler, yoksulluktan bıkanlar, rızık, bolluk ve bereket isteyen kişilerin akşam namazından sonra okunması uygundur ve aksatılmadan devam edilmesi gerekir.

Ölüm döşeğinde olan kişilere okunacak olan Vakıa suresi nekir ve münker meleklerinin yapacakları suallerin kolaylaşmasına olanak sağlar.

Bazı ulemalar Vakıa Suresi ile alakalı olarak; ölen kişilerin için okunacak olan Vakıa suresinin onun ıstırabını ve çektiği acıyı hafiflettiğini, ölüm ile baş başa olan kişilerin ya da can çekişen kişilerin başında okunduğunda da imanlı şekilde ölmesine yardımcı olduğunu söylemektedir.
Vakıa suresinin abdestli şekilde her sabah ve her akşam aksatmadan okumaya devam eden kişiler tehlikeler ile yüz yüze gelmez.

Vakıa suresinin abdestli şekilde her sabah ve her akşam aksatmadan okumaya devam eden kişiler fakirliğin acısını çekmeden bolluk ve berekete ulaşırlar.


Vakıa Suresi Nasıl Okunur?

Vakıa Suresi Türkçe Okunuşu:

1. İza veka’atilvaki’atu.

2. Leyse livak’atiha kazibetun.

3. Hafıdatun rafi’tun.

4. İza ruccetil’ardu reccen.

5. Ve bussetilcibalu bessen.

6. Ve fekanet hebaen munbessen.

7. Ve kuntum ezvacen selaseten.

8. Feashabulmeymeneti ma ashaulmeymeneti.

9. Ve ashabulmeş’emeti ma ashabulmeş’emeti.

10. Vessabikunessabikune.

11. Ulaikelmukarrabune.

12. Fiy cennatin na’ıymi.

13. Sulletun minel’evveliyne.

14. Ve kaliylun minel’ahıriyne.

15. ‘ala sururin medunetun.

16. Muttekiiyne ‘aleyha mutekabiliyne.

17. Yetufu ‘aleyhim veldanun muhalledune. 18. Biekvabin ve ebariyka ve ke’sin min ma’ıynin.

19. La yusadda’une ‘anha ve la yunzifune.

20. Ve fakihetin mimma yetehayyerune.

21. Ve lahmi tayrin mimma yeştehune.

22. Ve hurun ‘ıynun.

23. Keemsalillu’luilmeknuni.

24. Cezaen bima kanu ya’melune.

25. La yesme’une fiyha lağven ve la te’siymen.

26. İlla kıylen selamen selamen.

27. Ve ashabulyemiyni ma ashabulyemiyni.

28. Fiy sidrin mahdudin.

29. Ve talhın mendudin.

30. Ve zıllin memdudin.

31. Ve main meskubin.

32. Ve fakihetin kesiyretin.

33. La maktu’atin ve la memnu’atin.

34. Ve furuşin merfu’atin.

35. İnna enşe’nahunne inşaen.

36. Fece’alnahunne ebkaren.

37. ‘Uruben etraben. 38. Liashabilyemiyni.

39. Sulletun minel’evveliyne.

40. Ve sulletun minelahiriyne.

41. Ve ashabuşşimali ma ishabuşşimali.

42. Fiy semumin ve hamiymin.

43. Ve zıllin min yahmumin.

44. La baridin ve la keriymin.

45. İnnehum kanu kable zalike mutrefiyne.

46. Ve kanu yusırrune ‘alelhınsil’azıymi.

47. Ve kanu yekulune eiza mitna ve kunna turaben ve ‘ızamen einne lemeb’usune.

48. Eve abaunel’evvelune.

49. Kul innel’evveliyne vel’ahıriyne.

50. Lemecmu’une ila miykati yevmin ma’lumin.

51. Summe innekum eyyuheddallunelmukezzibune.

52. Leakilune min şecerin min zakkumin.

53. Femaliune minhelbutune.

54. Feşaribune ‘aleyhi minelhamiymi.

55. Feşaribune şurbelhiymi.

56. Haza nuzuluhum yevmeddiyni.

57. Nahnu halaknakum felevla tusaddikune.

58. Efereeytum ma tumnune.

59. Eentum tahlukunehu em nahnulhalikune.

60. Nahnu kadderna beynekumulmevte ve ma nahnu bimesbukıyne.

61. ‘Ala en nubeddile emsalekum ve nunşiekum fiy ma la ta’lemune.

62. Ve lekad ‘alimtumunneş’etel’ula felevla tezekkerune.

63. Efereeytum ma tahrusune.

64. Eeentum tezre’unehu em nahnuzzari’une.

65. Lev neşa’u lece’alnahu hutamen fezaltum tefekkehune.

66. İnna lemuğremune.

67. Bel nahnu mahrumune.

68. Efereeytumulmaelleziy teşrebune.

69. Eentum enzeltumuhu minelmizni em nahnulmunzilune.

70. Lev neşa’u ce’alnahu ucacen felevla teşkurune.

71. Efereeytumunnarelletiy turune.

72. Eentum enşe’tum şecereteha em nahnul munşiune.

73. Nahnu ce’alnaha tezkireten ve meta’an lilmukviyne.

74. Fesibbıh bismi rabbikel’azıymi.

75. Fela uksimu bimevakı’ınnnucumi.

76. Ve innehu lekasemun lev ta’lemune ‘azıymun.

77. İnnehu lekur’anun keriymun.

78. Fiy kitamin meknunin.

79. Lya yemessuhu illelmutahherune.

80. Tenziylun min rabbil’alemiyne.

81. Efebihazelhadiysi entum mudhinune.

82. Ve tec’alune rizkakum ennekum tukezzibune.

83. Felevla iza beleğatilhulkume.

84. Ve entum hıyneizin tenzurune.

85. Ve nahnu akrebu ileyhi minkum ve lakin la tubsırune.

86. Felevla in kuntum ğayre mediyniyne.

87. Terci’uneha in kuntum sadikıyne.

88. Feemma in kane minelmukarrebiyne.

89. Feravhun ve reyhanun ve cennetu na’ıymin.

90. Ve emma in kane min ashabilyemiyni.

91. Feselamun leke min ashabilyemiyni.

92. Ve emma in kane minelmukezzibiyneddalliyne.

93. Fenuzulun min hamiymin.

94. Ve tasliyetu cahıymin. 95. İnne haza lehuve hakkulyakıyni.

96. Fesebbih bismi rabbikel’azıymi.

 


Vakıa Suresinin Türkçe Meali

Kesin gerçekleşecek (olan Kıyamet ) koptuğu zaman, onun kopuşunu yalanlayacak kimse olmayacaktır. (1-2) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. (3-7) Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir! (8) Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir! (9) (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir.

(10-11) (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir. (11) Onlar, Naîm cennetlerindedirler. (12) Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir. (13-14) Onlar, karşılıklı yaslanmış vaziyette mücevherâtla işlenmiş tahtlar üzerindedirler. (15-16) Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar. (17-21) Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır. (22-23) (Bütün bunlar) işledikleri amellere karşılık bir mükâfat olarak (verilir.) (24) Orada ne boş bir söz, ne de günaha sokan bir şey işitirler. (25) Sadece “selam!”, “selam!” sözünü işitirler. (26) Ahiret mutluluğuna erenler, ne mutlu kimselerdir! (27) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler. (28-34) Biz onları (hurileri) yepyeni bir yaratılışta yarattık. (35) Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık. (36-38) Bunların birçoğu öncekilerden, bir çoğu da sonrakilerdendir.

(39-40) Kötülüğe batanlar ise ne mutsuz kimselerdir! (41) Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifiri bir gölge içinde!.. (42-44) Çünkü onlar, bundan önce (dünyada varlık içinde) sefahata dalmış ve azgın kimselerdi. (45) Büyük günah üzerinde ısrar ediyorlardı. (46) Diyorlardı ki: “Biz öldükten, toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra mı, biz mi bir daha diriltilecekmişiz?” (47) “Evvelki atalarımız da mı?” (48) De ki: “Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka belli bir günün belli bir vaktinde toplanacaklardır.”

(49-50) Sonra siz ey haktan sapan yalanlayıcılar! Mutlaka (cehennemde) bir ağaçtan, zakkumdan yiyeceksiniz. (51-52) Karınlarınızı ondan dolduracaksınız. (53) Üstüne de o kaynar sudan içeceksiniz. (54) Kanmak bilmez susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz. (55) İşte bu hesap ve ceza gününde onlara ziyafetleridir. (56) Sizi biz yarattık. Hâlâ tasdik etmeyecek misiniz? (57) Attığınız o meniye ne dersiniz?! (58) Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz? (59) Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik. (Bu konuda) bizim önümüze geçilmez.

(60-61) Andolsun, birinci yaratılışı(nızı) biliyorsunuz. O halde düşünseniz ya! (62) Ektiğiniz tohuma ne dersiniz?! (63) Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz? (64) Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde şöyle geveleyip dururdunuz: (65) “Muhakkak biz çok ziyandayız!” (66) “Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!” (67) İçtiğiniz suya ne dersiniz?! (68) Siz mi onu buluttan indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz? (69) Dileseydik onu acı bir su yapardık. O halde şükretseydiniz ya!.. (70) Tutuşturduğunuz ateşe ne dersiniz?! (71) Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz? (72) Biz onu bir ibret ve ıssız yerlerde yaşayanlara bir yarar kaynağı kıldık. (73) O halde, O yüce Rabbinin adını tesbih et (yücelt). (74)

Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir- (75-76)

O, elbette değerli bir Kur’an’dır. (77) Korunmuş bir kitaptadır. (78) Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir. (79) Âlemlerin Rabb’inden indirilmedir. (80) Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz ve Allah’ın verdiği rızka O’nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz? (81-82) Can boğaza geldiğinde, onu geri döndürsenize! (83) Oysa siz o zaman bakıp durursunuz. (84) Biz ise ona sizden daha yakınız. Fakat siz göremezsiniz. (85) Eğer hesaba çekilmeyecekseniz ve doğru söyleyenler iseniz, onu geri döndürsenize!

(86-87) Fakat (ölen kişi) Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır. (88-89) Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, “Selam sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!” denir. (90-91) Ama haktan sapan yalancılardan ise, işte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır. (92-93) Bir de cehenneme atılma vardır. (94) Şüphesiz bu, kesin gerçektir. (95) Öyleyse yüce Rabbinin adını tesbih et. (96)


Vâkı‘a Sûresini Rufâî Hazretleri’nin Şu Duâsıyla Birlikte Okuyan Parayı Koyacak Yer Bulamaz!

Bol Rızıklara Nâil Olmak İçin Vâkı‘a Okumak

1) Bu sûre-i celîleyi her sabah namazından önce okumaya devâm eden kişi aslâ fakir olmaz. (‘Abdullâh ibnü Es‘ad el-Yâfi‘î, ed-Dürrü’n-nazîm fî havâssi’l-Kur’âni’l-‘Azîm, sh:102)

2) Bu sûre-i şerîfeyi sabah akşam okumaya devâm eden kişi açlık, susuzluk çekmez, korkacağı bir duruma düşmez ve aslâ fakir olmaz. (‘Abdullâh ibnü Es‘ad el-Yâfi‘î, ed-Dürrü’n-nazîm fî havâssi’l-Kur’âni’l-‘Azîm, sh:102)

3) Her kim bir oturuşta Vâkı‘a Sûresi’ni 41 kere okursa, o kişinin rızık talebi başta olmak üzere birçok isteği gerçekleşir. (Ahmed ed-Diyerbî, el-Mücerrabât, sh:17; Muhammed Hakkı en-Nâzillî, Hazînetü’l-esrâr, sh:167; Seyyid Süleymân el-Huseynî, Kenzü’l-havâs, 2/66)

4) Peş peşe 40 gün boyunca her gün bu sûre-i celîleyi 40 kere okuyan kişi aslâ fakirlik çekmez. Allâh-u Te‘âlâ o kişiye yorulmadan ve haramlara karışmadan bol bol helâl rızıklar ihsân eder. Bu fazîletli amel sâdece ehline öğretilmelidir, zîrâ bunda İsm-i Âzam vardır. (Muhammed Hakkı en-Nâzillî, Hazînetü’l-esrâr ve celîletü’l-ezkâr, sh:167)

5) İmâm-ı Ahmed er-Rifâ‘î (Kuddise Sirruhû)nun bu sûre-i celîleden sonra şu duâyı okuduğu nakledilmektedir ki rızıkların celbi için bu duâyı okumak çok faydalıdır.

Dua şöyledir:

Ey AllâhEfendimiz Muhammed’e, Ehl-i Beyti’ne ve sahâbesine salât-ü selâm eyle.

Ey Allâh! Arşın’ı aziz kılan (ve ‘Büyük Arş’, ‘Keremli Arş’ diye vasfetmene vesîle olan Zâtın’a has özel tecellîler ve üstün) sebepler hürmetine, Kitabın’dan rahmetin nihâyeti(ni ve kullarına lütuflarını ifâde eden, okuyanına rahmetini kazandıran en ümitli âyetler) bahşına, büyük ismin, en yüce adın, iyi ya da kötü kimsenin kendilerini aşamayacağı o tastamam (noksanlıktan münezzeh, bereketli ve tesirli âyetlerin ve) kelimelerin hürmetine ve Zâtın’ın nûru bahşına Senden; Efendimiz Muhammed’e, Ehl-i Beyti’ne ve sahâbesine salât-ü selâm eylemeni ve bana helâl ve tertemiz rızık ihsân etmeni dilerim.

Ey (istediğinin) peşine düşen, Kendisinin peşine düşülemeyen! Ey hiç yenilmeyen Ğâlib! Ey affı geniş olan! Ey insanları ve cinleri bolca rızıklandıran! Ey yardım edenlerin en hayırlısı! Ey Allâh! Rızkım gökteyse onu indir, yerdeyse onu çıkar, uzaksa yakın et, (ulaşımı) zorsa kolay et, azsa çok et, çoksa benim için bereketli kıl. Ey Allâh! Ellerimi (muhtaçlara) verme(ye muvaffak etme)k ile üstte (olan ellerden) eyle. (İnsanlara muhtâc olup onlardan) istetmekle ellerimi aşağıda (olan ellerden) eyleme. Ey (kullarına rızık kapılarını açan) Fettâh! Ey (bolca rızıklandıran) Rezzâk! Ey (mahlûkātına nîmetlerini ikrâm eden) Kerîm! Ey (her şeyi bilen) Alîm!

Ey Allâh! Benim için rızkımı müsehhar (kolaylaştırılmış) kıl. O rızkın talebi husûsunda beni hırstan ve yorgunluktan, onu elde etmekte (Sana karşı tevekkülü elden bırakıp da) tedbir ve çâre(lere teşebbüs)den, o rızkı elde ettikten sonra da cimrilikten ve pintilikten beni koru.

Ey Allâh! İşlerimi bi’z-Zât Sen üstlen, göz açıp kapayınca-ya kadar, ondan daha az bir vakit dahî beni nefsime bırakma. Beni dosdoğru yoluna ulaştır; O Allâh’ın yoluna ki; göklerde olanlar da, yerde bulunanlar da sâdece O’na âittir. Âgâh olun ki bütün işler ancak Allâh’a dönecektir. Allâh-u Te‘âlâ Efendimiz Muhammed’e, Ehl-i Beyti’ne ve sahâbesinin tümüne salât eylesin. Selâm bütün peygamberlerin üzerine olsun. Bütün hamdler de Allâh’a mahsustur.”


👉 Öğrenci Gündemi’ni Instagram’dan Takip Etmek İçin Tıklayınız

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu