Kitap

Son Dönemlerin En Çok Okunan Kişisel Gelişim Kitapları

Bazen hepimiz küçük desteklere ve kendimizi geliştirmeye ihtiyaç duyabiliyoruz… Son dönemlerde çok satılan raflarından inmeyen en çok okunan kişisel gelişim kitaplarını sizler için derledik.

1. Bir Ömür Nasıl Yaşanır? & Hayatta Doğru Seçimler İçin Öneriler

– Prof. Dr. İlber Ortaylı

Daha Anlamlı Yaşamak İçin İlber Ortaylı’dan Tavsiyeler…
“Cesur olun. Kendinizi rahat hissettiğiniz alanın dışında pencereler açın. Farklı dünyalarla ancak böyle tanışırsınız. Ben hep yerimde dursaydım, dünyamı değiştirecek insanları aramasaydım, bugün tanıdığınız ben olmazdım. Bir insanın bittiği an, miskinliğe esir olduğu andır. İnsan, konforundan vazgeçmeyi göze almalıdır. Kendi dünyasını yerinden kendisi oynatmalıdır.”


2. Rezonans Kanunu – Pierre Franckh

Size hep ulaşılmaz görünen mutlu anları özlüyorsunuz. Evrendeki sonsuz zenginliğin bir parçası olmak ve onunla uyum içinde kalmak istiyorsunuz. Artık hayatın gerçek, bilgece sırlarından birini keşfetme zamanı geldi: Hissettiğiniz ya da düşündüğünüz her şey, bir rezonans alanı oluşturur ve hem sizi hem de çevrenizdekileri kalıcı olarak değiştirir.
Kuantum düşünce tekniğinin temelinde yer alan Rezonans Kanunu’na göre sizi isteklerinizi gerçekleştirmekten alıkoyan sınırlar yalnızca kalbinizdedir. Pierre Franckh bu kitapta arzularınızı bloke edebilme potansiyeline sahip iç ve dış etkileri nasıl ortadan kaldıracağınızı, hedeflerinize dair pozitif bir imgelemeyi nasıl yapacağınızı, nasıl güçlü rezonans alanı kuracağınızı, düşünce gücünüz ve hislerinizle hayatınızda olmasını istediğiniz değişiklikleri nasıl elde edeceğinizi anlatıyor.


3. IKIGAI Japonların Uzun ve Mutlu Yaşam Sırrı – Francesc Miralles , Hector Garcia

Uluslararası çoksatan bir rehber olan Ikigai’yle her gününüz bir anlam kazansın.

Japonlar herkesin bir ikigaisi olduğuna inanır, her sabah yataktan kalkmaları için bir sebepleri vardır.

İlham verici ve rahatlatıcı bu kitap sizlere kendi ikigainizi keşfetmeniz için gerekli tüm bilgileri veriyor.
Aceleci davranmamanızı, hayat gayenizi keşfetmenizi, ilişkilerinizi canlandırmanızı ve kendinizi tutkularınıza adamanızı sağlıyor.

Öyle ya, kim her gününü mutlu yaşamak istemez ki?


4. Kendiniz Olma Alışkanlığını Kırmak – Joe Dispenza

Genleriniz tarafından hayatınızın geri kalanında belirli bir şekilde olmak için kaderinize terk edilmediniz. Tüm insanları seçtikleri gerçekliği yaratmaları için yetkilendiren yeni bir bilim dalı ortaya çıkıyor. Kendiniz Olma Alışkanlığını Kırmak isimli bu kitapta meşhur yazar, konuşmacı, araştırmacı ve kiroprakti uzmanı Dr. Joe Dispenza size gerçekten nelerin mümkün olduğunu göstermek için kuantum fiziği, nörobilim, beyin kimyası, biyoloji ve genetik alanlarını bir araya getiriyor.
Yalnızca benliğinizin herhangi bir özelliğini değiştirmek için gereken bilgiye sahip olmakla kalmayacak, aynı zamanda yaşamınızın herhangi bir alanında ölçülebilir degisiklikler yapmak için öğrendiklerinizi uygulayabileceğiniz adım adım araçlar öğreneceksiniz. Dr. Dispenza, eski çağ anlayışlarının önündeki gizem perdesini kaldırıyor ve bilim ile spiritüellik arasındaki uçurumda bir köprü yaratıyor. Güçlü atölye çalışmaları ve konferanslarıyla 24 ülkeden binlerce insan bu ilkeleri baştan aşağı değişmek için kullandı. Siz de kendiniz olma alışkanlığını kırıp zihninizi gerçek anlamda değiştirdiğinizde, hayatınız bir daha asla eskisi gibi olmayacak!


5. Bırak ve Rahatla – Pedagog Adem Güneş

Bazen öyle anlar olur ki duygularımızı yönetemeyiz…
Duygularımız bizi yönetir…
Öfkemizle baş etmekte zorluk çeker; sevdiklerimizi kırar, incitir, sonra pişman oluruz…
Kaygılarımız yaşamımızı esir alır; adım atmakta zorluk çeker, kararsızlıklar yaşarız…
Sabah uyandığımızda ‘iyi bir gün geçirmeye’ niyet eder; günü iç daralmaları ile kapatırız…
İyi düşünmek yetmez; iyi hissetmekte zorluk çekeriz…
İç seslerimiz bir türlü susmaz; hayata tebessüm edemeyiz…
Bir telaş, bir acelecilik içinde yaşar; yeryüzünü kendi gözlerimizle seyredemeyiz…
Ve tüm bunların değişmeyeceğine inanır, kalitesiz bir yaşama kendimizi mahkûm ederiz…
Halbuki, duyguların zarara uğramış yanlarını onarmak, onarılmış duygularla bir iç genişliği içinde yaşamak mümkündür…
Değersizlik hislerimizden, yetersizliklerimizden, güvensizliklerimizden ve içimizde yıllar boyunca birikmiş tüm hoşnutsuzluk duygularından arınabilir, ruhsal özgürlüğümüze yeniden kavuşabiliriz…
Adem Güneş, Bırak ve Rahatla’da kendimizi nasıl onarabileceğimizi anlatıyor… Altı haftalık bir program içerisinde ‘Duygusal Farkındalık Eğitimi’ sunuyor…
Peki ama nasıl?
Telaşlı yaşamı bırakıp biyolojik ritmi düzenleyerek ‘sakinliğe’ erişmek…
Bastırılmış duyguları bırakıp ‘ruhsal özgürlüğü’ hissetmek…
Kaygılı bedeni bırakıp ‘iç genişliği’ elde etmek…
Bırak ve Rahatla, geçmişini onarmak ve gerçek kendiliğini bulmak isteyen herkes için..


6. Dört Sınav: Cesaret-Sağlık-İlişkiler-Bolluk – Bülent Gardiyanoğlu

Her deneyim bir sınavdır. Ne iyi ne kötü… Ne doğru ne yanlış… Sadece bir sınav…
Üstelik ne kazanmak var bu işte ne kaybetmek… Çünkü her sınav uyanmak içindir. Ya uyanırsın bir gün ya da ömürlük bir uykudasındır artık.
Dört ayrı yerden gelir Yaradan’ın “Uyan artık!” sesi. Bollukla, cesaretle, ilişkilerle ve sağlıkla dürter seni hayat. “Aç artık gözlerini!” der Yaradan. “Hiç mi görmek istemiyorsun özenerek yarattığım şu insanı? Hiç mi bilmek istemiyorsun, ruhuna üflediğim yeteneği?”
Başkalarında aramayı bırak. Evrenden istemeye bir son ver. Kalbinin içine sığdırılmış sonsuz bir evrenle yaşıyorsun zaten doğduğundan beri. Her günün ötekine benzemeye başlamış sonunda, yazık değil mi? Oysa sadece uykudan uyanıp ayaklandığında açılıverecek bütün kilitli kapılar. Anahtara ihtiyacın yok. Ama bir rehberin olsun istersen, bu kitap var artık yanında.
Sınandığın her deneyimin içinde Yaradan’dan bir söz, bir çağrı ve bir davet gizli… Kazalar, karşılaşmalar, hastalıklar, kavgalar, çatışmalar, kayıplar, kazançlar, kırgınlıklar, lütuflar, yalnızlıklar, kalabalıklar hep bir uyanışa ayaklandırmak için…
Peki, hangi deneyimle, nereye davet ediyor hayat seni? Hangi sınav, neden gelip kesti önünü? Kendine karşı ne haksızlık ettin ki sağlığın tehditkâr bir tavır takındı? İlişkilerinde göremediğin ne var ki, her defasında kaybetme korkusuyla yüzleşip duruyorsun?
Yazar ve kişisel gelişim uzmanı Bülent Gardiyanoğlu’nun yalın ve güçlü bir anlatımla kaleme aldığı DÖRT SINAV başucundaki çalar saat gibidir.
Ya kapatırsın alarmı ya da ayaklanırsın güneşe karşı…


7. İrade Terbiyesi – Jules Payot

Cemil Meric’in “Disiplin içinde çalışmayı bu kitaptan öğrendim.” diye tarif ettiği “İrade Terbiyesi” ilk yayımlandığı tarihten itibaren pek çok dile çevrilmiş ve tembellik, isteksizlik gibi huylardan kurtulmak isteyenlerin başucu kitabı olmuştur.
Kitapta bilhassa gençlere ve zihnini kullanarak çalışanlara hitap eden Fransız profesör kendi hayatından aktardığı örnekleri ve başka düşünürlerin tespitlerini de kullanarak insanın irade zayıflığıyla nasıl mücadele etmesi gerektiğini anlatıyor. Prof.Dr. Ali Fuat Başgil Gençlerle Başbaşa kitabında şöyle demektedir: “Mösyö Girard bize bir kitap tavsiye etti ve mutlaka okumamızı söyledi. Bu, Aix-Marseille Üniversitesi rektörü Jules Payot’un “İrade Terbiyesi” adlı kitabı İdi. Ertesi gün şehre inerek kitabı aldım, ihtiyar bir meşenin dibine oturarak “İrade Terbiyesi”ni okumaya koyuldum. Okudukça içimde tahassür ve nedametle karışık müphem bir acı duymaya başladım. Kendi kendime, ah bu kitap on sekiz yirmi yaşlarımdayken elime geçmeliydi diyor ve geciktiğim için üzülüyordum.”


8. Mükemmel Olmamanın Hediyeleri – Brene Brown

-Asla yeterince iyi değilim.
-İnsanlar ne düşünecek?
-Herkes bana bakıyor, sakin olmalıyım.
-Komik görünüyorum! Kendimi toparlamam lazım.
-Eyvah rezil oldum, şimdi ne yapacağım?
düşünceleri size tanıdık geliyor mu ?
Tabii ki geliyor çünkü hepimizde olan düşünceler.
Hikâyemize sahip çıkmamız zor olabilir ama bu, hayatlarımızı ondan kaçarak
geçirmek kadar zor değildir. Savunmasızlıklarımızı kucaklamamız tehlikelidir ama
sevgi ve keyiften vazgeçmek kadar tehlikeli değildir.
Hangisi daha risklidir? İnsanların ne düşündüğünü bırakmak mı, yoksa gerçekten nasıl hissettiğimizi, neye inandığımızı ve kim olduğumuzu bırakmak mı? Bütün kalbimizle, kendimize dürüst olarak yaşamak hayatlarımıza inanılmaz bir değer katar. Sabah uyanmak ve “ne halledilmemiş ve ne kadarı tamamlanmamış olursa olsun, ben yeterliyim” diye düşünmek ne kadar rahatlatıcıdır. Gece yatağa, “evet hatalarım var ve bazen de korkuyorum ama bu benim özümde iyi kalpli bir insan olduğum gerçeğini değiştirmez” diye düşünerek girmemiz gerekir. Bu kitap bir kişisel gelişim kitabı değildir. Hayatı bütün kalbinle, kendine dürüst olarak yaşama devrimine katılmak için bir davettir. Her birimizin “Benim hikâyem önemli, çünkü ben önemliyim” demesiyle başlayan küçük, sessiz, temel bir harekettir. Dağınık, kusurlu, asi, hayatında bir sürü hatalar yapmış, ama aslında altın kalpli, zarafet dolu ve keyifli yaşamlarımızla sokaklara dökülebileceğimiz bir harekettir. Öyle değilken her şey yolundaymış gibi yapmayı bıraktığımızda gelen
özgürlükle beslenen bir harekettir. Ve gerçek kişiliğimizle buluşmak için içimizden yükselen bir çağrıdır.
“Bu önemli kitap ‘İnsanlar ne düşünecek?’ demekten ‘Yeterliyim’ demeye, ömür boyu süren bir yolculukla ilgilidir. Brown’ın asıl araştırmayı içten bir hikâyecilikle harmanlama konusunda benzersiz yeteneği Mükemmel Olmamanın Hediyeleri’ni okumayı çok deneyimli bir dostla eşsiz bir sohbete dönüştürüyor.”


9. Kadın Beyni Erkek Beyni – Serkan Karaismailoğlu

Bu kitabı okuduğunuzda beyninizin cinsiyeti hakkında birçok detayı öğreneceksiniz. Kadınlar ve erkekler arasındaki farkları, karşı cinsin sizi kızdıran, güldüren hatta şaşırtan birçok tepkisinin nedenini anlayacaksınız.
Serkan Karaismailoğlu’nun bilimsel bir o kadar da mizahi anlatımıyla Kadın Beyni Erkek Beyni…
• Erkekler neden dinlemez? Acaba beyinlerimizin işitmeden sorumlu bölgeleri birbirinden farklı mı?
• Kadınlar çok mu konuşur? Kadınlardaki “dır dır” kavramı gerçek midir ve altında yatan sinirbilimsel açıklama nedir?
• “Beni hiç anlamıyorsun” sözünü duymayan erkek var mıdır? Peki, kadınlar bu isyanlarında ne kadar haklılar?
• Erkekler mi yanılıyor, yoksa kadınları tatmin etmek gerçekten de imkânsız mıdır?
• Söz konusu erkeklerin mutluluğu olduğunda kavanoz kapakları neden önem kazanır?
• Hayatın renklerini aynı şekilde mi görüyoruz? Yani dore ve lamenin aslında birer renk olduğunu bilen kaç erkek var?
• Kadınlar özel günleri asla unutmazken erkekler nasıl bu kadar kolay unuturlar?
• Bir insanın sadece parmaklarına bakarak beyni hakkında nasıl bilgi sahibi olabilirsiniz?


10. İnsanların Oynadığı Oyunlar – Eric Berne

İnsanların Oynadığı Oyunlar ilk çıktığında bomba gibi bir etki yarattı ve bugün dünya çapında en orijinal ve en etkili psikoloji kitaplarından biri kabul ediliyor. Çözümleyici ve zihin açıcı.
Hepimiz oyunlar oynarız. İşyerinde, arkadaş ortamında, yatak odasında… Farkında bile olmadan, yıllar önce yazılmış bir senaryoya göre hareket eder ve çocukluk döneminde öğrenilenlerin insanlarla ilişkilerimize, duygusal yaşantımıza ve iş çevremize yansımalarını yaşarız. Hayatın dümeni kendi elimizde, hayatımızı kendimiz kontrol ediyoruz sanırız. Ancak verdiğimiz kararlar çok önceden alınan kararlardır. İş hayatındaki başarılar ve düşüşler, evlilikteki mutluluklar ve hayal kırıklıkları, her bir mücadelede atacağımız her bir adım, aslında çok önceden planlanmış bir oyunun hamleleridir.
Döneminin en ünlü psikiyatristlerinden Eric Berne’ün klinik çalışmalara dayanarak yazdığı İnsanların Oynadığı Oyunlar, ilişkilerin psikolojisi ve davranış kalıpları hakkında çığır açmış bir kitap. Denediğimiz, oynadığımız ya da oynamaya zorlandığımız bu rolleri keşfettiğinizde insanlarla ilişkilerinizdeki bilinçdışı manevraları ve gizli taktikleri çözebilir, birlikte bir dakika ya da bir ömür geçirdiğiniz kişilerin gerçek benliklerini tanıyarak eylemlerinizi ve tepkilerinizi duruma göre ayarlamayı öğrenebilirsiniz.


👉 Öğrenci Gündemi’ ni İnstagram’dan Takip Etmek İçin Tıklayınız

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu